7 Kasım 2011 Pazartesi

Başkalarının İstediği gibi Olmak

    Bu dünyada istediğini gibi bir insan olmak için mücadele edersiniz ama her an karşımıza bizi başka tarafa çekmek isteyen telkinler çıkar.Bu telkinlere kulak asmayıp kendi yolumuzda devam ettiğimizde ise telkinlerin yerini yaşadığımız acı olaylar yer alır.
En başta annelerimiz babalarımız bize geleceğimiz hakkında fikirler aşılamaya başlarlar.

- Benim oğlum doktor olacak,müyendiz olacakk 

Eğitimci bir babanın oğlu olduğu için biliyorum ki ilkokul 3.sınıf velisi ile babam arasında geçen diyaloga şahit oldum.

 ''Bizim oğlan ne olsun?Toktor mu olsun avukat mı yohsa örtmen mi olsun? Hangisin de daha çok para var hocam?
-Kendisini hangi alanda daha başarılı istiyorsa oraya yönelsin çocuk.Şimdi daha çok erken kendi hâline bırakın.
-Yav tamam hoca öyle yapalım da sence hangisi daha iyi ? De bakıyım bii sen

   Bu diyalog çok şey anlatıyor değil mi aslında? Ordaki hocanın söyledikleri doğru olsa da kendisi de 10 yıl sonra kendi çocuğunun seçimlerine engel olacak.Belki yukardaki veli kadar çocuğunu düşünmemezlik yapmasa da o da çocuğunun ilerde iş bulamayacağı endişesi ile karşı çıkacak.Diyecek ki;
''O bölüme gidersen iş bulamayabilirsin,şuan sana iş sahibi olamamak masal gibi gelse de bu zaman da işi olmayana kız yok oğlum.Sevdiğin kızı vermezler sana,verselerde 2 gün sonra çocuğun sana; baba şunu istiyorum dediğinde boynunu bükmenin dünyanın en acı çaresizliği olduğunu anladığında çok geç olabilir.Gel şu XXX Bölümüne git en azından kendi ayakların üzerinde durabilirsin çok uç noktalara çıkma şansın olmasa da..''

   Eğitimli insan da eğitimsiz insanda farklı nedenlerle olsa da kendi yaşadıklarına göre yön vermeye çalışıyorlar çocuklarına ama haklı ama haksız.

Bu yazıyı yazarken aklıma daha önce başka birisinin yazmış olduğu yazı geldi aklıma.Bunu şuan sizinle paylaşmam tam yerinde olacak galiba

Dünyaya yön veren bilim sosyolojidir.

Sosyoloji nedir? En basit ifadeyle "toplum bilimi".

Bu dünya üzerindeki insanların yönelimlerini, psikolojilerini, sürü psikolojisine yön veren etmenleri inceleyen bilimdir sosyoloji.

O yüzden bu anasını s.ktimin dünyasında "sosyoloji" denen bölüm üniversitelerde rağbet görmez.


Rağbet görse ne olacak? Mezunları iş bulamayacak... Zaten iş bulamasınlar ki diğerleri de bunu görüp bu dala yönelmesin, toplumda bu bilim dalı istihdam edilemesin. Herkes mühendis olsun ki uzaya çıkalım, çağ atlayalım, he a... koyayım he.

Neden tüm zeki çocuklar "sayısal" bölümüne yönlendirilirler lisede? Müyendiz olsun, doktur olsu diye di mi? E a... koyim artık şeyini sallasan mühendise denk geliyor a.... kodumun toplumunda, ee noluyor? Uzaya mı çıkarıyor bizi bu sığır mühendisler?

Bu adamlar dünyayı, toplumları, insanları "sosyoloji" bilimi vasıtasıyla yönetiyorlar. Medyayı ele geçirirlerse dünyayı da ele geçirmiş olacaklarını bu sayede keşfettiler 20. yüzyılın başında.

48 tane çocuğum olsa tekine bile mühendis ol demem, kendi çok can atıyorsa o ayrı, ama ben özellikle mühendis olsun istemem. Mühendisler alınmayın olum sizi kötülemiyorum lan, oyunun kuralı buysa elbette ki kuralına göre oynayacaz biz de. Bu dünya "burada sürün, ahirette kralsın boolum" dünyası değildir, fakat elinden geldiğince hayata SEN şekil vermeye çalış. Birilerinden bir şeyler bekleme sürekli. 


 "Sözde" filozoflara ihtiyacı yok bu memleketin, elini taşın altına sokabilen, yürekli ve bilinçli insanlara ihtiyacı var...

Bu memleketin de, dünyanın da, insanlığın da oturduğu yerden ahkâm kesen or...pu çocuklarına ihtiyacı yok.

Amatör ruhla profesyönel işler çıkaracak insanlara ihtiyacı var bu dünyanın.

Bizim de çabamız bu yöndedir.

Anlayana.

(Yukarıdaki yazı michaelsikkofield.blogspot'tan alınmıştır)

   Bende bu arkadaş gibi düşünüyordum daha düne kadar.Evet bu memleketin yürekli bilinçli insanlara ihtiyacı var.Ama bu memleket o insanlara değer vermek yerine onları dışlıyor adeta.
   Şimdi Ali isimli genç kendi toplumuna yön vermek,şuanki bulunduğu kötü durumdan çıkması için elinden gelen herşeyi yapmaya hazır bir genç diyelim.Bu arkadaşımız okulundan mezun olur olmaz bir işe de giremedi.Tamam belki ilerde iyi bir geleceği olacak ama şuan bu arkadaşın vasfı yok.Ali çok dürüst ,çok namuslu,çok olgun bir insan davranış itibariyle,ve çok da seviyor bir kızı.Bu kızı istemeye  gidiyor ailesiyle.Diyorlar ki oğlunuz ne iş yapar ? Şimdi sen desen ordaki insanlara ''sosyoloji gerekli olan bir bilim,batılılar bizim bu bilim sayesinde yönetiyor vs. '' sana açıkca demeselerde S.Git demeye getirtirler.Ama bi doktor olsaydı bu Ali,orsbu çocuğu da olsa verirlerdi o kızı Ali'ye.Dürüstlüğü,insanlığı pek fayda etmiyor mesleğin yanında.Mutlu olabileceği insan tipine değil cebine bakıyorlar insanın.Kalbine değil cüzdanına
Şimdi Ali napsın aga ? En basitinden sevdiği kızı bile vermezken yaşadığı toplum ona o hâla kim için soksun elini taşın altına? Doktor denilen o.çocugu son model arabasıyla Ali'nin yanından geçip üzerine yoldaki su birikintisini sıçratırken ne yapsın Ali?

Toplumumuzda büyük adam olmak diye bir tabir vardır ya..
Sanki adam olmuşlar gibi bir de BÜYÜK adam ol evladım derler.

Ben bu yaşıma kadar bildiğim şeyin peşinden koştum.Hayallerim için ailemi de karşıma aldım gerektiğinde ama bunları yapmak toplumdaki gerçekleri ya da öğrenilmesi gereken YALAN gerçekleri değiştirmiyor.

Günümüz için istenilen insan tipi nedir ? Hayatındaki en büyük amaç para olsun,olup biteni sorgulamasın,tv de söylenenlerle yön verilsin,cebi dolsun da nasıl dolarsa dolsun,insani duygular ve durumlar 2.plana itilsin,Ona sunulan yalancı dünya da ölsün gitsin ve yenileri gelsin.Tüketici olsun sadece.Aynı zamanda yenilikleri de tüketsin insanlığı da tüketsin.Sadece doğayı değil kendini de tüketsin.

Okullarda bize neden edebiyatından tarihine(ki bu tarihye yalan bir tarih)matematiğinden coğrafyasına her boktan bilgiyi verirler.Gerekli ya da gereksiz neden hepsini yüklerler?Düşünme yeteneğimizi kaybedelim diye.
Öğrenmemi engelleyen tek şey aldıgım eğitim olmuştur.”  lafını boşa söylememiştir Einstein.Ayrıca “sen asla bir şey olamayacaksın Eistein”demiştir bir öğretmeni de

Şimdiye kadar sadece sınav zamanları ders çalışıp sınavdan sonra o gereksiz bilgileri kafamdan atmaya özen göstersem de bundan sonra daha çok ders çalışacağım.
Çünkü;
Kendime DEMOKRASİ'nin iyi birşey olduğuna inandırmalıyım.
Kendime günümüzde; insan kanının hâla bir varil petroldan değerli olduğuna inandırmalıyım.
Kendime hâla aşkın,sevginin paradan üstün olduğuna inandırmalıyım.
Dünya da ve ülkemde adalet olduğuna inandırmalıyım kendimi. 26 kişinin bir kız çocuğuna tecavüz edip kendilerini çocuk istedi diye savunmalarına rağmen.

DÜnyada olup bitenleri Televizyon ve Gazetelerden öğrenmeliyim.Onlar ne diyorsa doğru kabul etmeliyim.Her gösterilen bilgiyi ezberlemeliyim.Ezberleyip onlarla oyalanayım ki başka şeyleri sorgulamaya fırsatım olmasın.Yüz yıllar öncesinde yaşamış insanların varlık nedir ? Doğru nedir?sorusuna cevap aramalarıyla uğraşmalıyım.Bunlardan boş vakit buldukca Fatmagül'ün Suçunu öğrenmeye çalışmalıyım.Sosyalleşmek için facebook'a, entel bir insan olmak için twitter'a, yeniliklere açık olduğumu kanıtlamak için de googleplus'a girmeliyim.

Bunların hepsi bana acı verse de katlanmalıyım.Bu sikindirik dersleri öğrenmeliyim ki toplum tarafından saygın bir insan olarak kabul edileyim.Nasıl biri olduğumdan çok nasıl göründüğüm önemli değil mi sonuçta?
Bugünden sonra toplumun istediği bir insan gibi olmaya çalışacağım.Onlardan biriymiş gibi durursam eğer birgün onlar uyurken bunları değiştirme fırsatı bulabilirim belki de.Ben bu sisteme ayak uydurmalıyım belki bir süre daha.Evet ayak uyduracağım da  ama benden sonrakilerin bu sisteme ayak uydurmak zorunda kalmamaları için!



1 yorum: