28 Ağustos 2013 Çarşamba

SERÎU'L-HESAB

. . .
Allah Serîu’l- hesab’tır:
Kânun hudûduna gelindiğinde o kânun icâbı hemen tecellî eder.
Herşey tahammülü hudûdunu aştı mı kânun icâbı hesâbı görülür.
Buradaki hesap tecellîsi demektir.
Benzine ateş gösterdi mi parlar.
Bu her iki maddenin yaradılışında değişmeyen kânun icabıdır.
Ve hemen tecellîsi de hesâbıdır, netîcesidir, sonudur demektir.
Aynı zamanda “hudûdu aşmayınız” emrini de hatırlatır...
Hiçbir şeyi hudûdu aştığı zaman yanına bırakmaz.
ALLAH’ın kânunu...
Bunlardan müstağreç şeriat kanununda, kısasa kısas.
Daha hiçe sayarak hudûdu aşmalarında :
Cezâyı, hesâbı, intikamı bildirdiği kulların kendilerine verdirir.
Bu neyin hesâbıdır.
Kâinat kânunundaki intizam, adâlet olduğu için hemen o kânun icâbı tecellî hemen olur.
“Sizin yardımcınız ALLAH ’dır” buyruluyor.
“Yardımcınız Benim” denmiyor.
Niçin?..
Neye karşı yardımcıdır?
Sanki âyette başka bir yerden kullara:
“Sizin yardımcınız yalnız ALLAH ’dır” buyruluyor.
“Yardımcınız yalnız benim” hitâbı olursa:
“Kime karşı?” suâli ortaya çıkar.
O zaman:
“Başka bir yerden gelecek âfet, dert, düşman için ben arkanızdayım, ona karşı ben koyarım!” mânâsı çıkar ki hâşâ, böyle şey olmaz...
Bu:
“Ben sizi yarattım, akıl irâde verdim, nefis vererek serbest bıraktım.
Bu serbestiyet sırasında kâinatdaki kânunlar ki, maddî ve mânevî bunlar Sünnetullahdır.
Bunlardan tevakki ve kaçmanız için sebep ve hududlar koydum.
Bunlar benim kânunlarımdır.
Onlar da sizin yardımcınızdır demektir.
Bundan dolayı yegâne yardımcınız onları koyan ALLAH ’dır!” demek olur.
Mutlak hakîkat ALLAH’dır.
Herşeyin HÂLIK’ ı O’dur.
Fakat herşey “O” değildir.

. . .

Dr.Münir derman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder