27 Ağustos 2013 Salı

ZÜ'L-İNTİKAM-MUNTAKİM

Kur’an’da her iki şekilde de geçmektedir. Yüce Allah şöyle buyurmakta­dır:
“Allah güçlüdür, intikam alıcıdır.”[1]
“Büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, elbette biz intikam alacağız.”[2]
“Ama kim tekrarlarsa, Allah ondan öç alacaktır.”[3]
Bütün İslâm âlimleri Allah’ın böyle bir ismi olduğunda müttefiktirler. An­cak bu isim, Allah’a yalvarma ve dua etme isimlerinden değildir.[4]
Müntakım, isyan edenlerin belini büken, emir ve yasakları çiğneyenleri ve azgın tağutları türlü uyarılardan ve kendilerine süre tanıdıktan sonra şid­detli cezalarla cezalandırandır. O’nun intikamı, acilen cezalandırmaktan daha ağırdır. Çünkü acil ceza, kişinin daha fazla günah işlemesine mani olur. Bu da kendisinden şiddetli intikam alınmasını önler.[5]
Aşağıdaki âyet bu sözcüğün kullar için kullanılmasının caiz olduğunu göstermektedir: “Kendileri onlardan, yalnızca üstün ve güçlü olan, övülen Allah’a iman ettiklerinden dolayı intikam alıyorlardı.”[6] Dolaysıyla bu ko­nuda bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Yüce Allah kendisini, Müntakım (intikam alan) olarak nitelemektedir. Ancak kendisini, Kur’an-ı Kerîm’in birçok yerinde fiil olarak tekrarlanmasına rağmen öfkelenen anlamına gelen “Gâzib” sözcüğüyle nitelememektedir. Çünkü Allah, öfke anlamına gelen gazab sözcüğünü, intikam sözcüğü yerine kullanmış ola­bilir. Böylece Müntakım sözcüğü gâzib sözcüğünün yerini almış olur. Buna göre gadap, Allah’ın fiilî sıfatlarından sayılır.
Allah’ın intikam isteği, gazabla ifade edilmiş olabilir. Bu durumda Gâzib Müntakım sıfatını da kapsayan Allah’ın zatî sıfatları arasında yer alır. Çünkü intikam, asi ve günahkârların üzerine belâ indirmek ve onlara azap etmektir. Müntakım “nakame” fiilinden ism-i faildir. Hz. Aişe şöyle söyler: “Hz. Pey­gamber kendi nefsi için hiç intikam almadı. Ancak Allah’ın yasakları çiğnen­diğinde Allah için intikam alırdı.”[7]

[1] Âl-i İmrân, 4. [2] Duhan, 16. [3] Maide, 95. [4] Kurtubî,, a.g.e., 1/484. [5] Gazâlî, a.g.e., s. 100. [6] Burûc, 8. [7] Buhârî, 3/331; Müslim, 2327.

Konu ile ilgili Dr.Münir derman hazretlerinden ;

ALLAH zâlim değildir.
Zâlimleri sevmez.
RAHMÂN RAHÎMdir.
Rahmeti gazâbını yenmiştir.
En büyük, dipsiz, sonsuz merhâmet sâhibidir.
Kulunu affetmek için bahâne arar.
Cenneti vardır, cehennemi vardır.
Aynı zamanda:
Zu’l-İNTİKAM ’dır. İntikam sâhibidir.
"Serîu’l- hesab’tır" kelâmı o hâlde ne demektir.
Bu ALLAH sözlerini îzah için iki cümle var aşağıda; onları anla sonra aşağısını oku.

Dilenci vardır:
Dilenci, ALLAH’ın “Er REZZÂK” olduğunu unutarak başkasına el açan demektir.

Sarhoş vardır:
O da el açar ama niçin?
Yaptığı işden, ALLAH’dan utandığı için başkasına el açıyor.
Bunu günlerce düşün, anlamaya savaş.
ALLAH kelâmında:
“Zü’l- İNTİKAM” intikam sahibidir.
Bu ne demektir?
ALLAH nasıl öc alıcı olur?
Kimin öcünü alır?
Neyin Öcünü alıyor?
Yarattığı maddî ve mânevî kânunların intizam, disiplin ve âdil bir şekilde işlemesini arzu buyurmuştur.
Maddî ve mânevî bir hâdisenin tahammül hudûdu aşıldı mı, evvelce mevcud kânun icâbı hemen tecellî eder.
Haksız bir hâdisede “bize göre” maddî olsun, mânevî olsun yarattığı şeyin “o kânun” intikâmını alır...
Yâni o öyle değildir. Böyledir.
Bu o kânunun değişmez âdil olması dolayısıyladır.
Burada acımak mevzu bahis değildir.
Hatta “Adâletin kestiği el acımaz” sözü maddî, kimyevî, fizikî, ve mânevî kânun icâbı olduğununun küçük bir irâdesidir.
Bundan dolayı Zu’l- İNTİKAM ’dır.
ALLAH RAHMÂN ve RAHÎM ’dir.
Hattâ bir hadisi kudsîde:
“Rahmetim, gazabımı eritir yok eder” buyrulur.
. . .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder