7 Kasım 2011 Pazartesi

Başkalarının istediği gibi olmamanın bir yolu var mı?





Derviş son yazısında bir ışık yaktı, önerdiğim diğer ışığı farklı bir yerde denemenin, onun ışığının rengini değiştirmeye kalkışmaktan daha doğru olacağı inancıyla Derviş'in son yazısını yorumlamak için burayı seçiyorum.


"Başkalarının istediği olmak" kadar "başkalarını istediği şekle sokmaya kalkışmak" açısıyla da incelenebilir o konu. Eğitilmesi gereken birinci grup mudur, ikinci sınıf mıdır?

Bedel, bir şeyi(değeri) elde etmenin tek yolu oldukça bu bedeli belirleme hakkı değerin sahibindedir. Son dönemde karşı cinsle duygusal ilişki yaşamak isteyen bir erkek bunun şartlarını yerine getirmek zorundadır. Zaten böyle olmasaydı o ilişkinin, ilişkinin tarafları için özel olmasını sağlayacak hiçbir şey kalmazdı. Bu konudan sadece bu tarz bir ilişkiyi eleştirmek için bahsetmediğini biliyorum ama toplumda bir şekilde hiyerarşi olmak zorunda. Bazıları bu hiyerarşinin ölçütü olarak “takva” kavramını kabul ederken, bazıları maddi durumu diğerleri ise kişilik özelliklerini kabul ederler. Burada değiştirilebilecek tek şey bu ölçüttür. Bunun dışında, herhangi bir toplu yaşamda insanların sınıflandırılmasını engellemek o toplumu yok eder.

Başkalarının istediği gibi olmaya çalışmak bana göre de doğru değildir ama bu, bunu yapmaya çalışan kişinin peşinde olduğu şeye göre doğruluk oranını artırabilir. Her şeyin bir karşılığı(değeri) olmak zorundaysa, toplumda yükselmenin bedeli de insan doğası gereği o toplumun değerlerine sahip olma isteği ya da hırsının yüksek olmasıdır. İnsanlar x’e değer veriyorsa, burada değiştirilebilecek tek şey x’tir. Değer verme duygusunu yok etmek imkansızdır bana göre. Bugün paraya değer veren toplum gelecekte, insan hayatını daha iyi şartlara taşımak için paradan daha çok gerekli olan ne varsa ona değer verecektir.

Kesin çözümse toplumun dışında olmaktır. Yalnızlıktır yani. En azından yalnızlığın, eleştirdiğimiz bu durumun çözümü olduğunu reddedemeyiz.

grafik biriyilik'ten alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder